Fidan’ın istifası: Herkes ters köşe oldu

12.02.2015 Habertürk

Hakan Fidan’ın AKP’den milletvekili adayı olmak için MİT müsteşarlığından istifa etmesi ve bunun ardından yaşananlara baktığımızda hemen hemen herkesin bir şekilde “ters köşe” olduğunu söyleyebiliriz.

Genel kamuoyu: Dışardan gelen çok sayıda saldırıyı bir şekilde atlatmayı bilen ve bu sayede iktidarını iyice pekiştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en yakın çevresinden kaynaklanan böylesi bir sıkıntı yaşaması ve rahatsızlığını alenen dile getirmesi kesinlikle hiç beklenmiyordu.

Medya: Aslında Fidan’ın istifası açıklanınca pek bir sorun yaşanmadı. Çünkü bunun Erdoğan’ın rızası ve hatta teşvikiyle olduğu düşünüldü. Fakat Erdoğan’ın buna olumlu bakmadığını söylemesiyle birlikte, ister siyasi iktidara yakın, ister muhalif, isterse ortalarda bir yerde olsunlar, medya kuruluşları ve gazetecilerin ezici bir çoğunluğu tam bir şok yaşadı. Çoğu hâlâ bunun etkisi altında. Ne olup bitenler tam olarak anlaşılabiliyor, ne de bu sorunun yakın ve uzak vadelerde nelere yol açabileceği üzerine tatminkâr analizler yapılabiliyor.

AKP tabanı: Yakın bir zamana kadar Abdullah Gül kaynaklı bir krizden endişelenen AKP tabanının da büyük bir şaşkınlık içinde olduğu kesin. Çünkü onların gözünde Erdoğan, parti ve hükümeti sorunsuz bir şekilde Davutoğlu’na devretmişti; Hakan Fidan da onun en kritik konularda en çok güvendiği isimdi. Buna bağlı olarak AKP taraftarları özellikle sosyal medyada Erdoğan-Davutoğlu ve Fidan’ın resimleri bir arada kullanmayı tercih ediyorlardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Erdoğan’ın, kendisinin açık itirazları ve telkinlerine rağmen Fidan’ın istifa etmesi ve Davutoğlu’nun da ona destek vermesine şaşırdığı, kısacası böyle bir hamleyi beklemediği net bir şekilde anlaşılıyor.

Başbakan Davutoğlu: Davutoğlu’nun da Cumhurbaşkanı’nın Fidan’ın istifasından duyduğu memnuniyetsizliği bu kadar açık, net ve vurgulu bir şekilde kamuoyuna açıklamasını beklemediğini tahmin edebiliriz. Yakın  bir zamana kadar başkanlık sistemi ve HDP’nin barajı geçip geçmeyeceği tartışmalarına odaklanan gündemin birdenbire iktidar partisinin iç sorunlarına yönelmesi herhalde en son arzu edeceği şeydir.

Hakan Fidan: Erdoğan tarafından “sır küpüm” şeklinde tanımlanan Fidan’ın doğal olarak onu en yakından tanıyan isimlerden biri olması ve bu nedenle de Cumhurbaşkanı’nın tepkisini alenen dile getirmesine şaşırmaması gerekirdi. Ancak Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek’in dünkü yazısından Fidan’ın moralinin bozuk olduğunu öğreniyoruz. Zeyrek şöyle yazmış: “Davutoğlu da Fidan da Erdoğan’ın siteminin ‘fazla güven ve sevgiden’ kaynaklandığını düşünüyor.” Cumhurbaşkanı’nın tepkisini tanımlamada bulunabilecek en hafif kavramlardan biri “sitem” olsa gerek. 


Muhalefet partileri: “Ters köşe” tabiri herhalde en çok, Fidan’ın istifasını duyar duymaz, “Erdoğan Davutoğlu’nun yerine onu başbakan yapacak” açıklaması yapma yarışına giren muhalefet partisi sözcülerine yakışıyor. Bu olay CHP ve MHP çevrelerinde egemen olan “Davutoğlu’nun hiçbir iktidarı yok” önermesini de büyük ölçüde geçersiz kıldı.

Kürt siyasi hareketi: Çözüm sürecinde Fidan’la iyi ilişkiler geliştiren, Abdullah Öcalan başta olmak üzere Kürt siyasi hareketinin temsilcileri onun doğrudan siyasette yer almasını ve hükümette etkili bir pozisyona erişmesini bekliyor ve istiyorlardı. Dolayısıyla istifaya şaşırmadılar. Galiba Fidan’ın Erdoğan’ın istememesine rağmen istifa edeceğini de tahmin ediyorlardı. Fakat Cumhurbaşkanı’nın peşpeşe çıkışlarla Fidan’ı alenen eleştirmesini herhalde beklemiyor ve istemiyorlardı.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
28.04.2024 Akşener’den sonra İYİ Parti: Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
23.04.2024 Rıfat Bali ile söyleşi: Musa’nın evlâdı Cumhuriyet’in yurttaşı
22.04.2024 Murat Somer ile söyleşi: CHP mi kazandı, AKP mi kaybetti?
21.04.2024 Erdoğan özeleştiri yapabilir veya yakın çevresinden, “Kral çıplak“ diyecek birileri çıkabilir mi?
19.04.2024 Haftaya Bakış (210): Istakozdan Rolex’e – Beklenen Erdoğan ve Özel görüşmesi
17.04.2024 Murat Ağırel ile söyleşi: Türkiye nasıl kara para aklama cenneti haline geldi?
14.04.2024 Kim Erdoğan ile müttefik olmak ister?
12.04.2024 AK Parti “yok hükmünde”, çünkü…
11.04.2024 Ateş İlyas Başsoy ile söyleşi – 31 Mart değerlendirmesi: Köftecilerin gazabı
10.04.2024 Ali Yaycıoğlu ile söyleşi: Erdoğan yorgunu Türkiye’de açılan kapı ve riskler
28.04.2024 Akşener’den sonra İYİ Parti: Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
11.02.2016 Hesabên herdu aliyan ên xelet şerê heyî kûrtir dike
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı